2 Mayıs 2017 Salı

AYDINLIK...

   Uzanıyorum yatağıma karanlığın eşliğinde iç çekinerek. Buruk gibiyim hüzne karışık. Dinleme seanslarına başlamak üzere olduğumun farkındayım. Basit kurmacalar eşliğin de gündelik olağanlar. Bir an olsun çekip gitmek olduğun yerden hissi. Hak ettiğin gibi değerlendirilmediğinin acısı diyelim şuna. Ya da yapmış olduğun ve pişmanlıklarla dolu iş hayatına dair hatalar silsilesinin kurbanı olma tanısı. Beklentileri karşılayamadım endişesi, istenildiğin gibi olmadığını tahmin etme hatası ve üzgünlüğü, alınganlığı ne biliyim kırgınlığı kısacası adı her neyse işte; yalnızlıkla taçlandırma kazancı. Benim isteklerimi karşılayacak maddiyatım yok. Tabi bu şimdilik geçerli. Sabırsız oluşumun sonucu. Sahiplenme duygumun getirisi. Herkesin isteklerini karşılayıp sıra bana gelince karşılanmaması düşüncesi, Bunu yapanların yabancı olmayışı daha da bir kalıplaştırıyor içime oturanı. Bilmiyorum ,anlamıyorum konuşamıyorum. Kendimi ifade edemiyorum sorunsuzca, susmakla veya susturulmakla sonlandırıyorum olanı biteni. Beğendiremiyorum da kendimi yaptıklarımı, yazdıklarımı ve telaffuzumu. Sana da olmuyor mu? Bazen, hiç hissetmiyor musun sen de böyle karamsar çökmüş bir surat, düşmüş omuzlar. Hayatin anlamının aslın da anlamamak olduğunu anladığın da sen de yenik düşmüyor musun teslim olup uykuya Yumup gözlerini karanlığa, sonra aydınlığa...
.... BAturay İSkender...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder