14 Kasım 2017 Salı

SENİ SEVİYORUM

Ne kadar güzel: senin düşündüğün gibi bir başkasının da düşünmesi seni. Sarıp sarmalarken yüreği, yüreğine. Ellerini kenetleyip ellerine, gözlerini gözlerine kilitleyip: aşka izin vermesi kalbimizin. Hayal etmesi bile güzelken, yaşadığımda hissettiklerimi ,dahası hissettirdiklerini tahmin edebilir misin? Titreyen bedenlerimizi ,ısıtırken aşk ateşiyle hissederek soluk alışlarımız eşliğinde. Kurarken geleceğe dair gerçekleşmesi ümidiyle hayalleri ,tarif edemem seninle aynı hayali paylaşmanın verdiği  tarif edilemez güven hissini. Hayatimin her saatinde, hatta saniyesinde görmek istemek seni, çok mu fazla istiyorum diye söylemeden geçemiyorum kendi kendime ve sonra durup; seviyorum ben iki vücutta tek beden olmaktan bahsederken, çok da değilmiş sonucuna varıyorum. Anlıyorum,hissediyorum.Tüm bu yazılanları  bırak bir kenara da işin özeti ben seni seviyorum...😍.
BAturay İSkender...

10 Kasım 2017 Cuma

NEYİM BEN?

     Oldukça manidardır bu soru. Anlamı  o denli derin ve sınırsız dır ki... Bazen ümitsizliği yükler kaldırması zor olan ağırlıkları omuzlarına sana sen için uğraşanlardan çok hiç olanların yolun da devam etmekten mani olmaz yinede. Sahi neyim ben diye her soruşun da amlamsızca kala kalıyorsan  daha yolun başın da acemiliğin gölgesin de gezgin olmakla meşgulsün demek ki.
     Peki neden hep sınırları zorlayıp hayalini elde edenlerin ortak geçmişi açıyla keşisiyor diye düşün dün mü? Sordun mu bu soruyu kendine. Evsiz bir hayat. Ailesiz bir yaşam. Buruklukla geçirilmiş bir çocukluk. Güvenin kelime anlamını dahi hafızasın da barındıramayacak kadar uzak o güven diye yazılan ve sığınacak bir liman diye okunan kelimeye bunları anımsayarak bak birde. Yarı yol da bırakılmanın acısını bilenler, kalabalığın ürkütüçü korkaklığını hissedeler. Tüm yaşamı hiçden oluşanlara ne demeli? ve hep şu denir cesurların arkasından "Ben göze alamam" KAYBEDECEK hiç bir şeyin olmasaydı yine de göze almazmıydın. Hayatının bok çukurundan farksız köhpe köşe başlarında nem içinde çürürken kendinden dahi vazgeçmiş bedenin, göze almaz mıydın. O göze aldı ve başardı. Sense sadece imrendin hayal kurdun onda olanı istedin. İşin garibi şu ki..! Senin olana da o imrendi. Geçmişine yani seni sen yapan ailene imrendi. İnsan nefsi o kadar nankör ve doyumsuz ki elde edemediği her şeyi arzular ama anlaşılmayan arzulananların sadece maddiyat olmadığıdır. Umarım anlarlar... 
      Kaybedecekleri olmayanların kazandıklarıyla yaşayacak değiliz. Kendi yolumuzu çizmenin zamanı, imrendiklerimizin de bizi imrendiklerini unutmadan devam edebilmeli, kainat sadece bizim etrafımız da dönmüyor. Bu satırlar metni oluştururken kaç tane yaşam dünyaya gözlerini açtı, kaçı ise ilelebet göçüverdi. Sevdiğine aşkını ilan etmediğini kim söyleyebilir. Evdeki porselen takımını kırdığın için eşinden yiyeceği fırçayı düşündükçe akla karayı seçmediğini  kim söyleyebilir.Varsayımlar varsayımlar. 
       Günün birinde hedefine ulaştın o riski göze aldın içindeki kabuğu kırdın herkese kim olduğunu gösterdin. "Anladık büyüksün" dedirttin herkese eyvallah. Ya sonra..! Ne olacak peki madalyonun diğer tarafı hiç gelmedi mi aklına emin ol imrenecek kişiler  ve olmasını istediğin hedefler tekrarlayacak ömründe. Tarihçiler dediği gibi tarih elbet bir gün tekerrür eder.   
       Ben diyerek hayata devam edebilmeli her şeye rağmen insan, biz diyerek katlanabilmeli birey kendi nefsine rağmen arzuların esiri olmadan yaşayabilmeyi de başarmalı. Sana da imrenen var unutma tıpkı senin de imrendiklerin olduğun gibi kendine kim olmak istiyorumdan önce neyim ben diyede bilmeli insan....  
BAturay İSkender...
       
   

30 Ekim 2017 Pazartesi

SANA GELSİN...

   Takılmadan edemiyorum ayrıntılara, nedenini sorar gibisin duyuyorum. Hayatımda ki tek ayrıntı sensin ve o yüzden böyleyim. Prens ve prenses hikayelerini pek umursamazdım, dinlemezdim de çünkü çekmezdi dikkatimi, taki seninle yaşamaya başlayana dek aşkı... Pek hazmetmiyor olabilirsin seni sinirlendirmemi belki ama o anki seni seyretmenin bana verdiği hazzı anlatmam için sözlükle eş değer karşılığı  bir kelime olmalı. Amacım: beyaz atlı prens olmak sana ve neyse gerekli olan yapılanmaya başladı bile bu beden. Bülbüller ağladığın da ölür o denli eşsizdirler. Bilirler de sonlarını ağladıklarında, bende öleyim tıpkı onlar gibi, ve mutluluktan ağlamak dedikleri bana yaşattırdıkların olsa gerek. Öleceğimi bilsem de bir saniye dahi tereddüt etmem ağlamamak için. Lüğatımdan çıkardım "sen" kelimesini, yerine "biz" ekledim. Geriye kalan hayatında biz olacak çünkü ve ben oyle istiyorum, senin de istemeni istiyorum. İki insan olabiliriz ama tek yürek olmalıyız, aşkla atan. Yere bakmakta güçlük çekmeliyiz, sevginin yaşattırdıklarıyla... Bizi benimseyerek özlemi sürekli hissederek  yaşamalıyız... Taki son nefesi verene kadar birbirimizin gözlerine bakarak...
BAturay İSkender...

22 Ekim 2017 Pazar

O AN....

      Kimilerin imtihanı, kimilerinin başlangıcı belki unutulmazları gerçekleştirmek için ömrünü heba ettiği gerçeklik algısının sahipsizliği. Sizin için ne değerli; bu koşuşturmacanın süregeldiği sebepler dizisi neyi ifade ediyor beyninin derinliklerinde. Kimim ben yahu! Gelme amacıma ulaşabildim mi?        Tüm akıl  yetisine sahip olanların öğrenmeye çalıştığı şeyler,oldukça basit bazen getir önüne tüm isteklerini süsleyen her şeyi burada sınır yok sensin özgürsün zorla limitleri kullan sana bağış edilen o değerli organı. Eksikliklerini değerlendir gecikmeden kusurlarını da bir düşün istersen, çık dışarı gülümsemeyi çak gitsin. Saçmalıkların sınırı yok ki... Unutulmazları yaşat kendine şöyle çek altına son model hız makinalarından birini son sürat atıl hayata , gözünü şenlendiren afeti oturt yanına, istersin zaten sormama gerek yok diye düşünüyorum. Karizma sende... Zeka ohoo! hiç sorma üstüne yok  bilmiyor bunlar seni yazık. Egon nasıl e tabiki tavaaan! Kimse yok önün de bunlar anlamıyor seni, sendeki cevheri ben anlıyorum biliyorum da. İşte eksikliğin bencilliğini bilmeyişin. Doğanda var bu olduğunu anlamının gerektiğini öğretmediler sana, dur dinle ezberle uygula ama geliştirme, hala anlamıyosun değil mi... Mantıklı olanı sorgulama ihtiyacını duymana gerek yoktu, hep sınır çizgilerine dahildin olmak zorundaydın.  Gel gelelim öyle olduğunu hissetmedin? Hissetmediysen bu iyiye haber aşmışsın demek ki bazı şeyleri...
         Antonio Vivaldi'den "STORM" dinlerken içimdeki eksikliği hep hissederim her seferinde aynıdır bu hiç değişmez. Bilirim de "niye bilmiyorum" öğrenme açlığımı hiç doyuramadım doyacağı da yok  zaten  neyse... Ama dur bir saniye bunu sana hiç anlatan oldu mu? Sanatsal şeyleri gavur icadı diye nitelendirilir hep yani bize yabancı olanları bilmediğimizden ve çoğunlukla bizim yabancı olduğumuz halde karşı  taraf  pek de değildir. Çünkü biliyor  çünkü öğretiliyor. Al sana bir eksiklik daha acı gerçekler. Hep yükseklerde gezerken iyiydi tabi istenilenleri öğrendin tabi çoğunlukla sıyrılmaya çalışmadın, çalışanların başına ne geldiğini de gözüne soka soka öğretti sana, istisnalar kaideleri bozmaz her halükarda tabi. Tüm bunların ışığında o an hiç düşündün mü? Ben kimim diye..! 
BAturay İSkender...

12 Ekim 2017 Perşembe

SONSUZLUK...

    Derinliğin  algısını  yitirdiği    saatler.  Alışagelmişin  huzurunda  mest  olurken  nacizane  ruhum. 
Caitlin De Ville eşliğinde  kulaklarımın pasını atarken o kemanın eşsiz sesiyle  arınırken  ne düşünebilirim ki..? 
       Dipsiz uçurumlarda yeni bir sayfa açmak varken ufka. Her gece yatarken huzur bulması ruhumun, yaptıklarımın akla ziyan olduğu doğrudur. Tüm günün stresi kaçınılmaz, hele ki bahsedilen şehir nacizane ülkemin, küçük ölçekli bir ülkeye bedel metropolüyse sorma gitsin. Kaçıp gitmenin yolunu ararken ne diyedir tüm yolların kesişme noktası, niyedir burası. Emeğini kaybetmişlerin emek kapısı. Ruhunu satmışların kazanç kapısı mesela. Varlıksızların varlık bulma sebebi. Ahh nesin sen..? Kimsin? Olay örgüsü nasıl bu hale geldi ben de bilmiyorum "Zaman öyle bir geçer" derler ya işte  tam da böyle..:) Gözümü açıp kapamaya korkar oldum acaba ne olacak diye. Sonsuzluğu düşleyerek yaşayan yüreğim, o son geldiğin de olacakları kabul etmiyor. Her marşa bastığımda nasıl bir senaryonun beklediğini tahmin edebilsem de üç aşağı beş yukarı; hayaller aleminde  kendime yaşattığım kurgusal düşünce dizisinin sınırı yok en önemlisi karışanıda. Ne olmak istersen o bir gün kana susamış azılı bir psikopat ki günümüzde bu normal karşılanır gibi sanki, çoğu kişilerin bu tanımdan çok fazla farkı yok ya neyse. Kimindeyse sonu olmayan intikam mağduru vs. vs. Ama hiç yeniden başlayan biri olamadım, olamıyorum da korktuğumdan belki de cesaretimi, hayal ürünü de olsa gözüme kestiremediğimden belki... Hayatta en acı olan şeyse seni senden başkasına anlatamayışın. senden kaçamayışın, çabalamanın da anlamı yok. Bir gün tüm ölüler yeniden can bulacak ve hesap sorulacak neticede asla son olmayacak. Bunu bildiğim halde, bunu bildikleri halde neden kaybeder insan cesaretini niye kurtulamaz ki... 
      Adaletsizliğinden sıyrılıp atılamaz hayata, yaşam denen soyutluğun ardındaki sonsuzluk için kazanç sağlamaz. Ben soruyorum sürekli hiç ara vermeden. Ölüm her aklıma geldiğinde korkmuyorum artık eskisi gibi ama onun karşısında cesurca  durmaya öyle  korkuyorum ki....
BAturay İSkender...

7 Ekim 2017 Cumartesi

AŞK...

KADERDİR YAŞADIKLARIM,
 BELKİDE KEDERLİ YAŞARIM,
BU DÜNYA GELİP GEÇİCİ,
AHİRETTE BİR ÇİÇEK OLUR AÇARIM.

AŞKTIR İÇİMİ ACITAN,
BENİ BU KADAR YAKAN BİR KULA KÖLE YAPAN,
DEDİM Kİ BENDE KENDİME,
MİNNET EYLEME KULA, YÜRÜ ALLAH AŞKIYLA EBEDİYETE.

BAKTIM DENİZDEN SAHİLE,
YANAN IŞIKLAR GÖRDÜM SADECE,
ALDANMIŞ İNSANLAR KOŞTURUR DÜNYA ZEVKİNE,

HÜDA KALMIŞ GERİDE...

24 Eylül 2017 Pazar

NEDEN...

       Gidişinin ardından uzun yıllar geçti. Beni sormana gerek yok ben işte, hep aynı ben hiç değişmeyen. Geçmişin kırıntılarını taşıyan derviş misali yol alıyorum kendimce. Yalnızlığı bulabildim sonunda hasret çektiğimi... Oldukça iyiyim kimsesizliği seviyorum. Kendimi bulabilmenin verdiği özgüveni yaşıyorum sensiz. Düşünüyorum da  neydim ben, ne olmak istiyordum. Sen engel miydin diye tanımanın vermiş olduğu pişmanlıktan mıdır nedir. Özlemiyorum. Ama daha başka bir şey bu, anı paylaşımı de, geçmiş paylaşımı de, ne dersen de ama kendimi bildiğimi hatırlamanın verdiği güç, inan bana senden ötürü olmayan bir saygının gücüydü bu bana. Niye gezindiğimi sorma bu sarhoş alemlerde katışıksız farklı biri olduğum için her şey beklenebilir benden. Yalnızlığın bendeki yeri başkadır. Kimsesizliğimi paylaşan beni benle anlayabilen 'SENİ SENSİZ DE BİLİRİM BEN DİYEN'!.. O inanılmaz kelimeler dizisi... seni seviyorum demenin anlam kazandığı saatler işte, sensizliği senle yaşadığım saatler dizisi zaman. Anlamsızlığın dibine vuruyorum her kadehimi doldurduğumda şimdi yanımdasın her zaman ki gibi, dedim ya  seni sensizlikle anmak ne biliyim, farklı bir boyut. Gerekçelere sığdıramadığım... 
BAturay İSkender...