23 Nisan 2017 Pazar

TARİF...

Tarifsizlik mi? Tarif edilemezlik mi? Şu an bunları düşünmekten men ediyorum kendimi, zamanımı daha güzel şeylere ayırmak anlamlı olacağından. Öylede çok çok büyük şeyler değil anlam bulduklarım. Paranın satın almakta güçlük çektiği, limitleri bir hayli zorladığı "anlam"ın bile anlam katamadığı durumlar diyebiliriz şimdilik sadece. Kullanılan ve bir hayli klişe olan bir laf " fazla malda gözüm yok" iste tam da orası. Gerek duyduğum malum , sağır sultan haberdar olmuş o denli. Bana yaşattığı birden fazla, tekil hale getirmek gibi niyetim yok, çoğulları. Mesela neşe,çok zaman  fazla göremesem de  bu yanımı kaynağım sen de saklı. Tebessümü dile getirip harflere eşlik etmeleri için ısrar etmiyorum, o denli bilir beni bilenler. Huzurun tek tip düz mantığını kavramış meğer kolların da bulduğumun  huzur olmadığını anlayana dek. Tarif edebiliyorum sanki ha ne dersin. Tarifsizliğini bu cahiliyetimle tarif etmeye çalışmak oldukça güç. Gerek dahi yokken üstelik. Tarifin yüreğimde saklı, beynim de kilitli, gözlerim de mühürlü.  Böyle aaaa derken oldurabilmen nezlim de ne kadar tarifsiz olduğunun kanıtı mesela. Ne gelirse yardan gelsin ya işte, ne gidiyorsa bizden uzağa gitsin ki: bizi de bizimle bıraksın. Büyülenmişken. Tam kıvama gelmişken sevgi. Tam da anlam kazanmışken hayat. Tam da kucak açmışken mutluluk. Sen de gelmişken en sonun da, çekilip kabuğuna varmak sonsuzluğa. Aşkla... BAturay İSkender...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder