10 Nisan 2017 Pazartesi

PEKİ YA SEN...

Kan kokusu sarmışken her bir yanı.
Ölümü hissetmemek ne mümkün. 
Sarmışken dört bir yanı ciğeri beş para etmez alçak intikama,
And içmemek ne mümkün
Gözler yaş dolmuş yürekler acı, öfke, sınırları aşmış. Özgürlüğe pranga vurulmuş. 
İhanet kahramanlıktan sayılmış 
Hedeflere ulaşılırken  alet edilense din olmuş.
Ezelden gelen düşmanlar dost kervanına katılmış yürümekte iç geçirerek hazırladıkları sona. "Unuttuysak geçmişi kanımız kurusun"  diyenlere karşı... Ayaklanma sırası gelmişken, yerinde saymanın anlamsızlığını fark edememiş olmak alçaklıktır. 
Büyüğünü bilmeden büyümenin anlamını, vatanı olmadan yaşamanın gerçekliğini bilmeyene zor gelir. Devletin ülkesi kavramını söyleyemeyene daha da zor gelir. Her geçen gün kayıp ellerimizden dağlarken yüreğimizi ulaşırken şehadete yüzlercesi, bırakıp fani hırsımızı kanlarını yerde bırakmamaya gidebildik mi? Tarih tekerrür ederken..! Geçen tarihi öğretebildik mi? Yeşeren gelecek filizlere. Kimliği unutup sıradan olmayı anlayabildik mi hiç...Açtım ellerimi semaya gözyaşlarım yıkarken yanaklarımı yükledim acılarımı, yükledim ezilenleri, yükledim şehadete erenlerimi ve dahasını da yüreğimle haykırdım varlığımızın sebebi olan sonsuz kudret sahibine. Gör görülmeyeni, duy duyulmayanı, masumların feryadı yankılanırken kulaklarımda göğsüm tiftik edilirken çaresizlik içerisinde çarem ol diye. Dayanamazken tek bir damla yavrunun dudak büzmesine. Dayanamazken yitip giden mutluluğa... Gövde gösterisinden başkasına meydan vermeyenlere, sonları geldiğinde duyupta görmedikleri karşısında  çekeceklerini tahmin etmek için kahin olmaya ne gerek. Tekerrürde. İbaret olan tarih kimleri yücelttiyse, sonları da oldu. Geldiğinde o son ben yine ayni yerdeyim ve ayni benim, ya sen...       
BAturay İSkender....                

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder