17 Nisan 2017 Pazartesi

ÇIKABİLMEK...

         Güneşin ufuktan ayrılışının acısı yüklenmişti gönül tahtına. Yolculuğun sonuydu, dönüşü olmayan. Üzüntünün son safhasıydı yüzünden  düşen parçalar. İsyan etmenin kurtuluş, çekip gitmenin tek çare olduğu yanılgısına kapılarak. Düzensizliğin için de düzen aramak, yorgun düşürmüştü. Çözmeye çalıştığı problem, haddine değildi. Öğrendi bunu büründü beceriksizliğine, unutmak istedi yaşananları, yaşattıklarıyla birlikte, ama olmadı. Güneşin doğuşunu bekledi.  Belirmedi hiç, sökmedi şafak , alev alev yanıyordu gönül, tek sığınağı yüreğinin sahibiydi. Kurtarıcısı, soluklarını huzura erdiren. Olmasaydı olur muydu? Diye düşündüren. Öfkenin mağdur ettiği, soğukluğun ahkam kestiği ifade, itici olduğunun kanıtıydı, memnun olması ise cabası, can sıkıcı bu durumdan. düşlemek umudu, monotonluk yuvasıydı hayalinde ve hala gerçekleştiremediği o hayali. Dövünmekten, dövmüştü kendi bedenini, düşünmekten, tüketmişti kendi benliğini yinede çıkabilmiş değildi bu olanlardan...                                   BAturay İSkender...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder